İlin En Büyük Mal Memuru Kimdir?
İzmir, Türkiye’nin en dinamik şehirlerinden biri. Hem kültürel çeşitliliği hem de ticari potansiyeliyle adeta bir mikrokosmos. Peki, bu devasa şehirdeki kamu görevlerinden biri olan mal memurluğu nasıl işliyor? Kimdir bu mal memuru, ne işe yarar, kimin başına geçer? Bu sorulara cesurca yanıt vermek gerekirse, karşımıza genelde bürokrasiyle donanmış, halka sırtını dönmüş, kağıt üzerinde işler yaparken insanların dertlerine kulak tıkayan bir figür çıkıyor. Fakat, işin içine biraz eğlence, biraz mizah ve yer yer sarkazm sokarak bu konuyu derinlemesine inceleyeceğiz.
Kimdir Bu “Mal Memuru”?
Mal memuru, aslında tüm kamu dairesindeki işlerin düzenini sağlayan, gerektiğinde bir tür mali denetçi olan bir kişi. Ama burada asıl soru şu: Hangi mal memuru gerçekten toplumun çıkarları doğrultusunda hizmet eder, hangisi “buraların en büyük malı” olmaktan başka bir şey değildir? Hani “işimi yapıyorum” deyip, aslında sadece kağıt üzerinde iş yapıyormuş gibi görünmenin bir incelik gerektirdiği o pozisyon var ya, işte o!
Fakat bu rolün “görünmeyen kahramanları” olduğu kadar, “görünmeyen canavarlara” dönüşenleri de var. Üzerine para yağmayan, sürekli devletin işlerini yapan, çözüm üretmeye çalışan ama hep “engellenen” kişiler varken, birkaç kişi var ki orada sadece şık giyinip, dört duvar arasında hiçbir şeye dokunmadan makam koltuğuna oturuyor. Evet, işte onlara “mal memuru” diyoruz. Bu da demektir ki, bazıları gerçekten iş yapıyor, bazıları ise sadece zaman öldürüyor.
Güçlü Yönler: Yüksek Yetki, Sade ve İyi Niyetli
Bazı mal memurları görevlerini gerçekten layıkıyla yerine getiriyor, verimli çalışıyorlar ve bu işin zorluklarını gerçekten hissediyorlar. Devlete ait büyük projelerin finansal akışlarını yönetiyor, düzgün denetim mekanizmaları kuruyorlar. Onların işine karşı duyduğum saygı, biraz da vicdani bir saygıdır. Bu kişiler, doğrudan halkın cebinden kesilen vergilerle ilgileniyorlar ve her şeyin düzgün ilerlemesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu da hem şehri hem de ülkeyi ekonomik anlamda ileriye taşıyabilecek bir hamledir.
Bu tür memurların başında, işlerini ciddiyetle yapan ve bunu şeffaflıkla yapabilen isimler vardır. Kendilerine duydukları güven ve doğru iş yapma anlayışı, bir şekilde İzmir’deki bürokratik atmosferi daha yaşanabilir kılabiliyor. Yani, gerçekten bu işin gerekliliklerini yerine getiren memurların olduğu da bir gerçek. Çünkü devletin işlerinin düzgün gitmesi için güçlü ve yerinde kararlar almak, bir tür kamu hizmeti sayılabilir.
Zayıf Yönler: Bürokratik Engeller, Sadece Makam İçin Var Olma
Bürokrasiyle boğuşan bu şehirde, mal memurluğunun bazı yönleri, halkı ezip geçiyor. Yüksek maaşlar, genellikle devlet tarafından sağlanan konforlu çalışma koşulları ve genellikle başkalarına kıyasla düşük sorumluluklar… İşte bu karmaşanın ortasında “gerçekten bir şeyler yapan” ve “sadece sistemin içinde bir varlık gösteren” kişiler ayrılıyor. Tabii ki bu kişiler halkın karşısına her zaman pozitif bir şekilde çıkamaz. Üst düzey bürokratik engeller, çoğu zaman halkın en basit taleplerine bile engel oluyor.
Evet, çok fazla dağınıklık var! İzmir gibi büyük şehirde, her geçen gün artan bir yığın evrakla boğulmak, bazen rutin işlerin bile önünü tıkayabiliyor. Ve sonuç olarak karşımıza şu soru çıkıyor: Bir mal memurunun görevi sadece masa başında evrak dökmek midir, yoksa gerçekten sokakta yaşayan insanın sorunlarıyla ilgilenmek mi? Eğer bu ikinci seçenekse, o zaman sıkıntılar var demektir.
Ve her zaman olduğu gibi, işin içine para girdiğinde işler değişiyor. Bazı mal memurları, bu alanı sadece kişisel çıkarlar doğrultusunda kullanıyor, izinsiz işler yapıp yasal boşluklardan faydalanabiliyorlar. Bu da sistemin içinde aslında en büyük mal memurlarını doğuruyor. Yani bazen her şeyin ne kadar güllük gülistanlık olduğunu söylemek, sadece bir masaldan ibaret olabilir. Gerçek dünyada işlerin nasıl döndüğünü görmek, biraz daha zor.
Sonuç: Kimdir En Büyük Mal Memuru?
İzmir’deki mal memurları hakkında genel bir yargıya varmak, aslında oldukça zor. Çünkü her biri farklı bir bağlamda çalışıyor, farklı şartlarla uğraşıyor. Ama ne olursa olsun, gerçekler hep bir şekilde yüzeye çıkar. Eğer bir memur işini düzgün yapıyor, halkın yanında yer alıyorsa ve bürokratik engelleri aşabiliyorsa, kendisini takdir etmek gerek. Ancak, sadece kağıt üzerinde var olan, halkı küçümseyen, halkın parasıyla şatafatlı hayatlar süren, “gerçekten ne iş yaptığını” bilmeyen mal memurlarını sorgulamak da boynumuzun borcu olmalı.
Peki, sizce en büyük mal memuru kimdir? Bürokrasiye ne kadar hapsolmuş biri, ne kadar gerçek bir değişim yaratabilir?