A101 Hırsızlık Cezası Nedir? Kültürel Anlamların Gölgesinde Antropolojik Bir Okuma Bir antropolog olarak, her toplumun kendi ahlaki düzenini, ritüellerini ve sembolik anlam dünyasını nasıl kurduğunu merak ederim. Hırsızlık gibi evrensel görünen bir kavram bile, her kültürde farklı biçimlerde yorumlanır, cezalandırılır ya da bazen meşrulaştırılır. Modern dünyada, örneğin bir A101 marketinde yaşanan hırsızlık olayı bile, yalnızca bir yasal ihlâl değil; toplumsal değerlerin, kültürel kodların ve kimliklerin bir kesişim noktasını temsil eder. Peki, A101 hırsızlık cezası nedir sorusu bize sadece hukuki bir yanıt mı verir, yoksa toplumsal bir ayna mı tutar? — Ritüeller ve Günlük Hayatta Suçun Simgeselliği Her toplumun hırsızlığa verdiği…
8 YorumEtiket: bir
Türkiye’nin En Verimli Toprağı Nerede? Edebiyatın Köklerine Yolculuk Edebiyat, kelimelerin gücünü bir araya getirerek dünyayı yeniden şekillendirme becerisini taşır. Kelimeler, bir toprak parçası gibi kökleriyle bir halkın hafızasına, tarihine ve kültürüne işler. Her bir metin, her bir karakter, her bir anlatı, toprakla kurduğumuz ilişkimizin bir yansımasıdır. Türkiye’nin verimli toprakları, yalnızca coğrafi anlamda değil, aynı zamanda edebiyatın zengin dünyasında da derin izler bırakır. Bu yazı, verimli toprakların yalnızca tarımla değil, edebiyatla da şekillendiğini keşfetmeye davet ediyor. Toprak ve Edebiyat: İki Ayrı Ancak Birbirine Bağlı Kavram Verimli toprak denilince, ilk akla gelen şeylerden biri tarıma dayalı üretkenliktir. Ancak toprak, sadece fiziksel bir…
8 YorumGölhisar Ovası Nerede? Edebiyatın Işığında Bir Coğrafyanın Ruhuna Yolculuk Kelimelerin Dönüştürücü Gücüyle Başlayan Bir Yolculuk Kelimeler, yalnızca seslerin ardışık dizilimleri değildir; onlar birer ruh yankısı, bir coğrafyanın kalp atışıdır. Bir yazar için dünya, kelimelerin gölgesinde yeniden doğan bir sahnedir. Gölhisar Ovası da böylesi bir sahnedir: hem coğrafyanın hem de insanın iç dünyasının derinlerinde yankılanan bir anlam katmanı. Edebiyat, bu ovayı yalnızca haritalarda değil, metinlerin arasında bulur; tıpkı Yaşar Kemal’in Çukurova’sı, Orhan Pamuk’un İstanbul’u gibi, Gölhisar Ovası da kendi hikâyesini anlatır — sessizce, sabırla, rüzgârın diliyle. Gölhisar Ovası’nın Coğrafi Konumu: Bir Metaforun Başlangıcı Gölhisar Ovası, Burdur’un güneyinde, Toros Dağları’nın eteğinde, zamanın…
6 YorumTürkiye’nin en iyi Kalp Damar Cerrahisi kimdir? Net konuşayım: Bu soru, tıp gibi karmaşık bir alanda “tek ve tartışılmaz bir şampiyon” arayan bir refleksin ürünü ve bizi çoğu zaman yanlış yönlendiriyor. Evet, cesur olalım—“en iyi”yi bir kişiye indirgemek, pazarlama dumanını performans verisinin önüne koymak demektir. Bu yazı, alkış toplamaktan çok tartışma yaratmak için yazıldı; çünkü kalp cerrahisini fan kulübü mantığıyla değerlendirdiğimiz sürece hastalar değil, afişler kazanıyor. “En iyi” bir isim değil; doğru endikasyon, alt uzmanlıkta derinlik, şeffaf sonuç verisi ve güçlü ekip bileşimidir. Türkiyenin En İyi Kalp Damar Cerrahisi Kimdir? Soru Neden Sorunlu Kalp damar cerrahisi, tek kişinin kahramanlığıyla değil,…
8 YorumDişine Göre Değil: Felsefi Bir Bakış Açısı Felsefe, her zaman insanın varlıkla ve düşünceyle olan ilişkisini sorgulamakla ilgilenmiştir. “Dişine göre değil” gibi günlük dilde sıkça karşılaştığımız ifadeler, derin anlamlar taşır. Bu deyim, genellikle bir kişinin veya bir şeyin, belirli bir durum ya da şartlar için uygun olmadığını belirtir. Ancak, bu basit görünen ifade, etik, epistemoloji ve ontoloji perspektiflerinden bakıldığında çok daha derin bir anlam kazanır. İnsanlar, etraflarındaki dünyayı anlamak için sürekli olarak çeşitli ölçütlere, normlara ve inançlara başvururlar. Bu yazı, “dişine göre değil” ifadesinin felsefi açılımlarını incelemeye çalışacaktır. Etik Perspektiften “Dişine Göre Değil” Etik, doğru ve yanlış arasındaki sınırları, bireyin…
8 YorumKur’an-ı Kerim Hatim Ettikten Sonra Ne Yapılır? Bir akşam, Melike hanım, evinde sessizce Kur’an’ını okurken, bir yandan da bitirmek üzere olduğu hatmin sonlarına doğru geliyordu. Bir yandan sayfaları çeviriyor, bir yandan da yüreğindeki huzur ve tatmin duygusunu hissediyordu. “Bugün tamamlayacağım,” dedi kendi kendine. Kur’an-ı Kerim’i hatmetmek, sadece bir okumadan çok daha fazlasıydı onun için. Her bir ayeti anlamak, hissetmek ve sonunda bu yolculuğu tamamlamak… İşte bu, Melike’nin en büyük manevi hedefiydi. Ve nihayet o an geldi. Hatmi tamamladıktan sonra içini bir huzur kapladı, ama bir soru aklını meşgul ediyordu: “Peki, Kur’an’ı hatim ettikten sonra ne yapılmalı?” Kur’an hatmi, her Müslüman…
6 YorumKorozyon Deprem Nedir? Psikolojik Bir Mercekten Bakış “İnsan davranışlarını çözümlemeye çalışırken, bir olayın görünmeyen etkileri üzerine düşünmek her zaman büyüleyicidir.” Psikolog olarak, insanların çevreleriyle, geçmişleriyle ve toplumsal yapılarıyla nasıl etkileşimde bulunduğuna dair sürekli merak içindeyim. Bir bireyin ve bir toplumun yaşadığı zorluklar, çoğu zaman sadece fiziksel değil, duygusal, bilişsel ve sosyal düzeyde de derin izler bırakır. Bu yazıda, “Korozyon Deprem” kavramını psikolojik bir perspektiften ele alacağız. Korozyon, sadece metallerin paslanmasıyla sınırlı bir kavram olmayıp, aynı zamanda ruhsal yapılarımızı, toplumsal yapıları ve belleklerimizi de etkileyen bir olgudur. Deprem ise, bir toplumun ya da bireyin denge kaybını, büyük bir travmayı, ani bir…
8 YorumTevsiye Ne Demek? Bir Antropolojik Perspektiften İnceleme Farklı Kültürlerde Tevsiye ve Anlamı Bir antropolog olarak kültürlerin çeşitliliğine olan ilgim, dünya üzerindeki pek çok geleneği, ritüeli ve sembolizmi keşfetme arzusuyla şekilleniyor. Her bir kültür, hayatın farklı yönlerini anlamak için kendine özgü bir dil ve ifade biçimi geliştirir. Bu yazı, “tevsiye” kelimesinin antropolojik bir çerçevede nasıl şekillendiğini ve kültürler arası farklılıklarını ele alacak. Farklı toplumlar, kendi tarihsel ve toplumsal yapıları doğrultusunda, birbirine benzer ve farklı ritüeller geliştirmiştir. Peki, “tevsiye” bu yapılar içinde nasıl bir yer tutuyor? Tevsiye ve Kültürel Yapılar Tevsiye, Türkçede genellikle bir kişiye öneri veya tavsiyede bulunmak anlamında kullanılır. Ancak…
8 YorumHasım Kelimesinin Eş Anlamlısı Nedir? Derin Bir Anlam Yolculuğuna Çıkalım Dil, aslında bizim dünyayı nasıl algıladığımızı, duygularımızı nasıl ifade ettiğimizi ve toplum olarak birbirimizle nasıl etkileşimde bulunduğumuzu şekillendiren güçlü bir araçtır. Bugün, günlük konuşmalarımızda pek de fazla dikkat etmediğimiz ama derin anlamlar taşıyan bir kelimeyi, hasım kelimesini ele alacağız. Peki, hasım kelimesinin eş anlamlısı nedir? Birçok kişi belki de bu kelimeyi duyduğunda, aklına doğrudan düşmanlık ya da karşıtlık gibi anlamlar gelir. Ama aslında hasım kelimesi çok daha derin, çok daha ilginç bir anlam dünyasına sahip. Gelin, hasım kelimesinin kökenlerinden başlayalım, günümüzde nasıl kullanıldığına bakalım ve belki de hepimizin düşündüğünden çok…
8 YorumŞizofreni Hastaları Neden Sesler Duyar? Toplumsal Cinsiyet ve Sosyal Dinamikler Üzerine Bir Bakış Hepimiz zaman zaman iç seslerimizi duyarız. Düşüncelerimiz, kararlarımız, endişelerimiz… Ancak bazı insanlar, bu sesleri gerçekmiş gibi algılar. Şizofreni hastalığı, bu tür halleri yaşayan bireylerin zihin dünyalarını etkileyen karmaşık bir hastalıktır. Çoğunlukla sesler duymakla ilişkilendirilir, ancak bu seslerin ardında yalnızca biyolojik bir süreç değil, aynı zamanda toplumsal, kültürel ve cinsiyetle ilgili dinamikler de yatar. Bu yazıda, şizofreni hastalarının sesler duymasını, toplumsal cinsiyet ve sosyal adalet perspektifinden ele alacağız. Kadınların empati ve toplumsal bağlara odaklanan bakış açılarıyla, erkeklerin çözüm odaklı, analitik yaklaşımını birleştirerek daha derinlemesine bir anlayışa ulaşacağız. Şizofreninin…
8 Yorum